Friday, May 30, 2014

Íñigo & Valérie.

-Merhaba.
+Selam.
+Merhaba.
- Merhaba.
+ Sanırım bilgi vermemişler sana.
- Sorun değil.
+Adın ne?
- Valérie.
+Ben Íñigo, memnun oldum.
+Beni kaldırıp yatağa götürebilir misin?
+Aslında kendim de yaparım...
...ama çok büyük efor sarf etmem
gerekecek.
Korkmana gerek yok,
pek bir şey hissetmem zaten.
Hayır üstümü çıkarmana hiç gerek yok.
Boynum dışında
hiç bir yerimi hissetmem ben.
Biraz da ellerim.
- Çok hoş kokuyorsun.
+Ne kokuyorum peki?
- Çikolata gibi.
+Çikolata gibi mi?
Bir iyilik istesem yapar mısın?
Parmaklarını oynatsana Valérie.
Parmaklarını kımıldat sadece,
senin için çok basit bir hamle bu.
Ben tek bir parmağımı dahi kımıldatmaktan
acizim.
Parmaklarımı ve ellerimi
hareket ettirebilmeyi...
...bu tekerlekli sandalyeden kalkabilip,
koşabilmeyi
...çiçeklere dokunabilmeyi ya da
bir kadifenin sıcaklığını hissetmeyi
...ve tabii senin gibi güzel bir kızı
okşayabilmeyi,
...kaç yüz bin kez hayal etmişimdir,
tahmin bile edemezsin.
Birbirimizi daha iyi anlayabiliriz Valérie.
Bazı şeyleri anladığımızda,
artık çok geç oluyor.
Kazadan beridir, ne zaman biriyle
karşılaşsam hep öğüt veriyorum.
- Ne öğüdü?
+ Hayatın tadı...
her gün çıkarılmalı, hem de tam manasıyla.
Gününü gün et!



Friday, May 16, 2014

my sweet isotopes.

keşke tüm bu yaşananlar
''sona iki kala'' rüyamızda yanan bir dünyada gerçekleşse,
dursak,
boşlukta ikiyi beklesek,
uyansak ve geçse.

Friday, May 02, 2014

shift + delete + yes.

hiç var olmamışcasına..
temiz, tertemiz..
hani uyuyarak kaçtığın boktan hayatın..
resimler, 
özel eşyalar, 
evraklar, 
mailler, 
kendin..


Free Hit Counter