Monday, October 29, 2012

Djerakare.

















Yaklaşık 1000 km uzağındayken, gözlerimi kapattığımda aynı mesafenin sadece dudağındaki 2 beninin aralığına dönüşmesinden ibaret yolculuğum.

Sunday, October 21, 2012

koi no yokan.

It can defined the sense can have upon first meeting another person that the two of them are going to fall in love. In other words, it is the knowledge one has that he/she is going to fall in love with another person. This differs from the idea “love at first sight” in that it does not imply that the feeling of love exists, rather it refers to the knowledge that a future love is inevitable.

Wednesday, October 17, 2012

aldatılma üzerine kısa bir yaşam.

insanın aldatıldığını öğrenmesi,
boş yere ölmektir..
sanrısıysa yeniden bir diriliş.

Tuesday, October 09, 2012

yapayalnızlık.

bir güne bakarken dünyanın yıkımı
içindekilerin haberdar olması neyi değiştirir ki
kaybetmek bu kadar mutlakken
ya o gün doğacaklara ne demeli
o günün sabahı aşık olacaklara
bir yıkıma bakarken ruhsağlımızı kaybetmemiz
ertesi gün yeryüzünden silinmemiz kaçınılmazken
son alacağımız nefese bir öncekindeyken hazırlanmayı denemek
..
Anlayabiliyorum ama konuşamıyorum
İzin almış bir hükümlü olarak  yalınayak geziyorum boşaltılmış sokaklarını
Şansımı neden bu kadar zorluyorum gidişi değiştirebilecek hiç bir şey gelmezken elimden
En zoru bana bir önceki gecenin renkleri silinirken kokusunun üzerime sinmesi..

Derim üstümden sıyrılıyor
.
.
.
.


Önemsiz gibi artık kendime önerdiğim eski mutsuz sonlar .. 
.
.
.

..
bu saatten sonra içimi dolduran gariplik sahiplenmiş karın boşluğumu
oysaki ne çok uğraşmıştım bomboş olmaya
her şeyden, herkesten arıtmaya kendimi 
yazdığım her hikayenin sonunda tam oldu derken
Dünya'nın sonuna şurada ne kalmışken
hala mı bir umut bencilcesine 
sadece bir yaşam daha süre çok mu
bu sefer batırmayacağım, elime yüzüme bulaştırmayacağım
hak ediyor muyum diye düşünmeden sadece istemek
.
.
.
beni dinleyen biri yok yukarıda derken
şimdi dudaklarımdan dökülen
adlarından biri sadece
sadece en güzeli
kendisiyle beraber sevenini de yaşatan.

Monday, October 08, 2012

this.. is.. no ordinary love.

Tanrı'nın herhangi bir şeyi ya da kimseyi kendimizden fazla sevdiğimiz yada sevebileceğimiz düşüncesini biz insanların fabrika ayarlarına direkt monte ederek dünya üzerine salması kibrinden değilse başka nedir?

Wednesday, October 03, 2012

bu aralar yazacak pek bir şey yok.


rüyamdan yönetiyorum günümü
mesela hastalıkları atlatamıyorum
her ölümüm bir öncekinden daha kasvetli
kanatlarım kırılıp vadilerden aşağı çakılırken.
bakıyorum gökyüzüne niyeyse
ay dolunmuş
hava serinmiş
benle bir işi yok.
hiç kimseyken hayat ne basit ne güzeldi oysa.
servis yoğundur kesin yarın
yorulacaklardırda mutlaka
doldum dediler ya bomboşum oysa
avucumun içinde bu delik varken
hastalık hastası hastane duvarlarına ben ne çizebilirim bu saatten sonra
o da başka bir rüyanın değil hayatın konusu dediğini duyar gibiyim
içinde benim olmadığım.
hayatımın ağzına uluorta sıçan kişiden
ısrarla öğrenememekte ısrarlı olduğum şeydi
gitmeyi bilememek.
bu kız rüyalarımıda alsın gitsin artık.
uyanmak istiyorum.
Free Hit Counter