Friday, December 20, 2013

stalkers gonna stalk.

herkes bir yerlerde birilerinden çalıyordu
zamanını, ilgisini, neşesini, parasını ya da inancını.
sadece göz gezdirip durdurabilirdik biz.
biz sıkışanlar..
araç için değil, amaç için ihtiyaç duyanlar.
yokluk çölünde olmayan bir vadiye sıkışmış,
ciğerlerine su dolan sizleri.
mutluyuz her neredeyseniz.
hayırlısı olmuş boşverin.
piriyadno.

Tuesday, December 10, 2013

bed of roses.

neden bilmiyorum
ama rüyalarıma girmeye başladın yine..
yüzün, sesin belirsiz
ama yanında hissettiğim duygu hep aynı.
hala aklımda bu şekilde yer etmen garip..
ben mi iyi biri olmaktan uzağım yoksa
cidden bu kadar kötü müydü  yaşananlar?
bu saatten sonra önemli mi diyorsundur..
iyi geceler.


Saturday, November 23, 2013

285.

aklı başındaymış..
başına geleceklerdense haberli (ya diğerleri?)..
pek bir  biçimsizmiş ötekinin dudakları
arasında hayali bir sarmayla (içmesini bilse ya)
berikinin ayaklarının altındaki yer başlamış titreşmeye niyetlenip
boğuk bir iş makinesi  sesiyle..
derdini anlatmaya yetecek dili yok ya ezilirken..
en kötüsü el memlekette
sallanıyor, devriliyor, evriliyorsun
olamayacağın bir şeye..
ne ağaca,
ne toprağa..
ne azalıyor acaba hayatta derken..
sen gelme 'ulan' ayı,
bir tek ben dönmüyorum.
uyuyalım mı?
(beraber?)

Wednesday, October 23, 2013

i bet you can't win!

şimdi kurallar..
asla %3'ü geçmeyeceğiz,
duygusal hareketlerden kaçınacağız,
sabırlı, sabırlı
ve özellikle sabırlı olacağız.
0,5 üstü ya da altı tek mesele bu!

Tuesday, October 08, 2013

Friday, September 20, 2013

FAIL.

Karma bazen size bir şeyler anlatır ya da ima eder.
34-20/65-65. peh.

Tuesday, September 17, 2013

yapamayacağımız şeyler üzerine.

söz verememek,
karar verememek,
ertelemek hep vasat planları..
gelmeyecek sahte bir hazzı,
debriyajdan zamansız çekilen ayağımızla
zevkine piç gibi ortada bırakmak akan trafikte.
sadece yorgunum diyebilmek
pes bir sesle.
biz burada ağlakları pek sevmeyiz.
gidemeyeceğimiz yerlere,
edilmeyen davetlerimizle.

Friday, August 16, 2013

Leyla.

Now you don't Annotatesee the skies that I do
My sun becomes your moon
For a familiar love
I am familiar

Tuesday, July 23, 2013

bana değil.

çekip gitmedim de,
çekip bitecek değil bir şeydi bu oysa..
dilim dönmüyor,
ben dönüyordum olsa olsa.

Tuesday, June 25, 2013

birinci.

'bomboş bir şeyi kendinle dolduruyorsun' demiş  kırık türkçesiyle,
kırık kalbini dağlayana..
bilmiyor hiç bir boku.

Saturday, June 22, 2013

saat 4.

sevilmiyorum.

Wednesday, June 19, 2013

kırık kalbi yanlış kaynayanlara.

aklın bulanmamalı,
vicdanınsa sızlamamalı..
bu kez tek seferde
dönüp geriye bakmadan
vazgeçmeli.
ne kadar çok tekrarlarsan
o kadar gerçekleşecekmiş gibi.
kırılma ve dökülme noktasını çoktan aştık beraber.


Tuesday, June 18, 2013

O.D.U.N.

o'nun bildiği tek şey emin olmak,
benim bildiğimse ateş etmezsem hayatta kalacağı.
işte tam da bu yüzden ya her şey. 

Monday, June 10, 2013

istenmeyene övgü.

aramızdaki yaş farkını sorun etme.
sevgide bunun önemi yok;
insan ile tanrı arasındaki yaş farkını düşünsene..


Friday, May 17, 2013

ve..

.. her şey biter.
uyumaya,
rüya görmeye,
kalkmaya,
konuşmaya
ya da
düşünmeye
gerek kalmaz.
ölüm gibi bir şey,
ama daha
anlamsızı.

Friday, May 10, 2013

too afraid to love you.

ne yapacağını bilememek bir hastalıktır.
ne yapacağını bilememek bir hastalıktır.
ne yapacağını bilememek bir hastalıktır.
ne yapacağını bilememek bir hastalıktır.
ne yapacağını bilememek bir hastalıktır.
ne yapacağını bilememek bir hastalıktır.
ne yapacağını bilememek bir hastalıktır.
ne yapacağını bilememek bir hastalıktır.
ne yapacağını bilememek bir hastalıktır.
ne yapacağını bilememek bir hastalıktır.
ne yapacağını bilememek bir hastalıktır.
ne yapacağını bilememek bir hastalıktır.
ne yapacağını bilememek bir hastalıktır.
ne yapacağını bilememek bir hastalıktır.

















iyi geceler.

Monday, May 06, 2013

kağıttan mutluluğu kesmek.

bilmeden ateşinden geçiyormuşum ben,
üstünden atlayacağıma içinden..
dileğimi de yüzüne söylemişim zaten,
bir kağıda yazıp bahçenizdeki gül dalına asacağıma..
bak,
her şeyi yanlış biliyormuşum ya seni görene dek
Hızır'la İlyas'a sormalı ''biz''i bu gece,
dilekler gani gani ya hep bende..
yoksa bana kalsa her gece hıdrellez,
sendeyse tek bir kelime..
o da ''kısmet''.

Wednesday, April 24, 2013

yangın beylerden rüzgar dilberlere..

..
''gitme'' yerine dilimize çaldığın  o cümle var ya hep..
oysa ne güzel sevmiştik sizi der gibi..
(ama değil)
sayende efkarlanışımız bile yalan bizim şu saat..
nasıl kırdıysan bizi bir yerimizden..
bize bile ait değil artık bir başkasına çarptığımızda yere düşen kırıklarımız.
tuzsuz gözyaşlarımız sayende..
gözlerimizi bile yakmıyor artık..
(bilir misin sahi sen sebepsiz ağlamayı)
efendiliği öğrettin ya
sırtımızı parçaladığında..
her haksızlığı gördüğümüzde
içe doğru susmayı, yüksek sesle konuşmamayı
gözlerimizi kapatmayı telkin ediyoruz kendimize.
(sesimiz istesek de çıkmıyor artık)
artık kimseye erken ya da geç değiliz.
safa geldik hoş geldik.
umarım mutlusundur.
ben değilim.
biz hiç ol(a)madık.

sahi, keyfimiz bilir değil mi?

yangın beylerden
rüzgar dilberlere
tutuşmak,
yanmak
ve
belki
bir gün
buluşmak dileğiyle
..
iyi geceler.

Monday, April 15, 2013

kimileri sizi öldürmekten beter eder.

kimileri sizi öldürmekten beter eder ya.
siz gerçekten canını mı yakmaya sallarsınız bıçağınızı.
hamleniz boşa gidip oracıkta
kendi etinize mi değdirirsiniz
kırık yanlarını hayalinizin.
yoksa artık her yeni gün bir başka yüzde mi
ölürsünüz bakmaya yakın cesaretlenip kendinize.
siz fena ölmüşsünüz bayım.
çürümeden toprağın üstünde canlı canlı hemde.


Wednesday, April 10, 2013

izole.

parçalanmış bir düş
kopuk kopuk anlardan
hatırlayamadıklarımdır
15 günde bir nükseden nöbetlerimde.
hayatta tek sahip olduğum
hiç bir zaman sahip olamayacaklarımın
resmi gri hücrelerime kazılı çıkartmalar
dolabımın üstünde.
ve kanserim;
bana sahip olan,
benim sahibiyim sandığım.

Saturday, April 06, 2013

müzmin su kaybımız.

her sabah
bu sabah olduğu gibi
istemsiz değil
gayet bilincinde
potansiyeli heba etmek sizlere göre
istim diyorum ben buna
içim bomboş
ama boşver-e-miyorum
evrendeki ota boka anlamlar yüklemeye
ha arkamızda bolcana saçıp döküyoruz
iyi mi değil.
çemberin dışına çıkabilmekle ilgili
ıslak rüyalarım..
güzel mi güzel.
karanlık günlerin güneşli havalara ekşimesi genelde.
ilk yağmurda yapacağım yine yapacağımı.
şimdi uyanma zamanı yalnız.
iyi günler.

Thursday, April 04, 2013

davetsiz.

sevdikleri şeylerin üstüne bahse girmeyenlere rastladım bu akşam,
o ilk ikram ettikleri şekerden
yağmurlu bu akşama değin aklımın bir köşesine gizlenmişlere..
korkmayın alışkanlık haline getirilmeyecek bu mevzu dedim..
yine de teşekkür ettim,
çiğ köftenin nasıl yapıldığı detaylıca öğrenildi en azından..
gerçi mevzu tarif olmadı bu Arif'e zamanın hiç bir diliminde..
malum, tevil bizim işimiz.
iyi geceler.

Thursday, March 28, 2013

apart.

özledim ''bile''
diyememek,
desene
hadi sıkıysa.
canımda ne tatlıymış,
hala acıyor be.
hadi sıkıysa de.





aferin,
böyle.

Tuesday, March 26, 2013

bir/sen.

nazı bir tek bana çalınmıyordur pekala
aralara sıkışıyor dahi olabilirim
bir o yana, bir bu yana savrulup
sararıyor da olabilirim.
bilemeyiz değil mi,
sahi nerede kaldı öyle yürek..
değil mi?
söylesene.
biz ne ara sizi bu kadar sevdik ki?
der gibi.
tamam.
demiyorum.

Wednesday, March 20, 2013

başçeşme.

kalbimin yarısı
söyle seni kime bırakayım
geri kalanımı toprağa verdikten sonra
hakkın var
bana iyi baktın herkesten fazla
..
dolmuş deselerde her yer
kıvrılacak bir yer buldun ya bana
artık manası kalmadı ürperişlerimin
yazdıklarını okuduğumda
elimin titremesine mani olmuyorum artık
dudaklarımda atıyor diğer yarısı kalbimin
bastıramadım gittiydi bu zamansızlığı
böldüğümden beri ikiye hayatı..
olsun,
beklemem
olmadı derim artık kendime.
bunca zaman sonra
ayaklarım bir daha oradan geçmez bu sefer
söylersen bir parçamın
nerede olduğunu bileyim yeter.
--
duyarsan bir gün
adı'n yok,
adı'm yok,
adım adım artık 
koşup konuşmadan susmalarımız
ve an biriktirmeme gerek yok artık.
ben uzanıyorum kalkmamaya.
sesimi yükseltmeden sana.
iyi geceler.
diyorum.

Friday, March 15, 2013

ben iyi değilim..


Tuesday, February 26, 2013

zonguldak '13.

bir ağaç gölgesi bile değilim,
bırak üzerine titremeyi telaffuz edişimi..
içimde hiç bir organ yok ki
inkar etsin artık seni,
ne bir sıkışma,
ne kuru bir öksürük..
capcanlı bir keder bu içimdeki..
senden miras değil belki ama
sana kiracı..
ve evet beş parasızım almazsın beni içeri.





olsun..
(ölsün.)

Sunday, February 24, 2013

ben arda kalan, adım dayanamayan.

ben devam edemeyeceğim galiba dedi biri.
bu hikaye beni de tuttu, midem fena diye cevapladı diğeri.
bundan böyle aynı yatakta, ayrı yatacak-larmış  yan-a-yana
diye akıl verdi arkadaşının arkadaşı.
birde arada kaynacaklar peydah oldu şimdiden..
yapma dedim değil mi,
yap-ma.
ama yapacaksın.
mevsimi değil şimdi eriğin,
görevli hamile için mi soruyorsun dedi,
pendik'te hali var diye tarif etti bozmadan dinledim..
nasıl diyeyim o'na diye,
bu saatten sonra olsa olsa
başkasından olacak o da olursa kızımın adı olur diye geçirdim içimden,
o da annem yetişemeyip aramızdan ayrılırsa,
yoksa buna hayatta izin vermez,
senden bahsetmiştim çünkü o'na.
bittiyse uzanıyım cam kırıklarının üzerine.
şaka değil bak gerdanındaki iz ondan oldu geçen rüyamda gelmiştin ya hani
sabaha yakın..
ben ben ben..
yapacak bir şey yok cidden..
bu gece.

Sunday, February 17, 2013

duygusuzluk..

..
ilgi değil sevgi isteyen bir kız çocuğu.
zayıflığın beden bulmuş hali o'nun tanımıyla,
elini tuttuğum.
hayatımın en sağır günlerinden geçiyorum,
iğneleyen bir sese cevap veremeyip susuyorum her defasında.
iyi kimdir sorusu hep bir önce iyi misin sorusundan..
ölüyorum bak bu sefer deyip yine ölememek gibi.
korkuyorum vakitsiz nöbetlerden.
hiç bu kadar üşümemiştim çıplakken.
ısınamıyorum bir başıma.
şeffaflaştı ya artık göz kapaklarım,
koruyamayacak görmemem gerekenlerden beni..
...
..
duvara bir çentik daha.
saymıyorsun değil mi?

Friday, February 15, 2013

sevgilim ay..


















.. belalısı güneş.

Sunday, February 10, 2013

işte bu yüzdendir ki 'yavrum' iyi olmaktan başka çıkar yolumuz yok senle bizim.

büyülenmek*
böylesine hem de..
Asaf'ın dediği gibi düşmanca değil ama.
anlatıyordum kendime,
geçen seni rüyamda gördüğümdeydi demek
sabahına uyanır uyanmaz yazdığım hani
karşımda dururken sen
belleğimde dondurduğum o son kare'ni..
doğurduğum bir çocuk gibi;
anası-babası sen
senden olma, benden doğma
sana olan aşkıyla..
ne yıldızlar'ın, ne ay'ım görünüyor,
sadece yağmurlu gecesi var bir başkasının..

'' ben seni paylaşır mıydım? '' sorusundan önce,
'' ben bir başkasına  beni paylaşır mıyım? '' şiddetiyle sarsılıyorum bu gece.


*
dürüstlük yoktur,
dürüstlük sahtekarlaştırır.
iyilik büyü şekline döner,
ve insanın büyülenişi çok uzun zaman sürer.

Saturday, February 09, 2013

yüzmeyi öğrenin.

çünkü ben yağmur duasına çıktım
çünkü ben dev dalgalar için yakarıyorum.
yerin yarıldığını görmek istiyorum,
her şeyin onun içine gömüldüğünü,
anne; lütfen yok et hepsini
gömülüp gitmesini izlemek istiyorum
gömülmesini izlemek istiyorum.
silip yok etmeni izlemek istiyorum.
bir kere daha yıkmanın zamanı geldi.
sakın bana kötümser demeyin.
satırların aralarını okumayı deneyin.
neden yapamayasınız, anlamıyorum.
her türlü değişikliği kabullenin.
her şeyin yerle bir olmasını görmek istiyorum…


amin.

Friday, February 08, 2013

no diggity yasin.

mutluluğa bir papatya yaprağı uzaktayım
ama bu gece değil..
beni mutlu edenin,
mutsuz edebileceğinin bilincinde..
kabuk tutmaya başladı bile şimdiden,
küçük bir çizik sadece..
önemsiz küçük bir çizik.
iskandinav balıkçıların bir bildiği olmalı şüphesiz.

Wednesday, February 06, 2013

'88 model Türkan Şoray.

akıl sağlığımın üstüne bahse girerim ki
(elimde tek kalan bu aralar)
gözlerinin ne renk olduğunu tam kestiremiyorum.
bu da şimdi laf mı diyebilirsin
ama özensizlikten değil bu asla..
uzun süre bakamıyorum gözlerine
karşımda dursan dudaklarımdaki
gerilimi dizginleyemem  şu saat
ve.. ve boğazım saniyeler içinde kuruyor..
tabi o an bunu fark etmem mümkün olmuyor genelde
avuçlarım karıncalanmaya başlıyor bazen
yanımdan kalkıp başka bir odaya gittiğinde..
ardından
karnımdaki kadrolu boşluğun
istisnasız her 30 santim yaklaştığında
artan baskısıyla beraber her daim..
biz buradayız alametleri
biz buradayız, alooo
buradayız Yasin, biz burdayız Yaaasiiiinnnnnn diye sayıklamaları..
her seferinde dikkatimi dağıtıyor piç kuruları.
öyle hoyrat ki bazen ünlemlerin..
kendime diyorum şimdi beni çiğ çiğ yiyecek
ve ben kılımı dahi kıpırdatamayacağım gör bak..
kelimelerini tam dudaklarında yakalayacakken
teklifsiz, kestirilemeyen bakışlarına hırpalanan
o dayağı yemeye odaklanan uyarı sistemim de cabası..
kim bilir neler görüyorsun
bakışlarını yönelttiğin karşıdaki duvarı, ardındaki binayı delip geçen
düşüncelerinde..
ben bunları ciddi ciddi merak ediyorum..
lafının kesilmesinden nefret ettiğinde verdiğin o 2 saniyelik
tepkileri karşılama anında girdiğim panik dalgası.
uzanıp sakinleştirebileceğim bir yanardağ varmış gibi
ya da bunun sanrısıyla
dur, dur,
dur,
DUR.
yanacaksın aptal çocuk demen,
der gibi bakman
ya da hiç bir şey demeden anlamamı beklemen.
ben ne yapıyorum. ben ne yapıyorum.
bir uçtan diğerine
karanlıkta kalmış mahallenizde.
kendime yetemezken neler peşindeyim..
sana yetişebilir miyim yürüyerek,
koşarsak beni geçersen 40 metre ileride benim için durup beni bekler misin,
uykunda konuşabilir miyiz hatta?
hiç bir soruma cevap alamayacak olsamda soruyorum işte
bunun bir dialog değil monolog olacağı belli bu akşam..
olsun.





























son olarak..
sahibine bağışlanmak..
bu sence mümkün mü?
(ki aklıma geldikçe diliyorum bunu)
dürüst olmak gerekirse 'bu' diye bahsettiğimiz 'sen'sin.
bir eşya, bir alışkanlık,
bir parfüm bileşiminden ibaret değilsin ki..
aklım almıyor seni..
o yüzden ya bu saçmalamalarım..
konu başlığına gönderme olarak resimlerine baktım Sultan'ın buraya eklemeye..
apışıp kaldım olduğum yerde.
küfrün garanti ama yüzüne desem.
akşamki resim.
sen 1 ay öncesi dedin ama been dayak yemediğim için  sen sayı saymasını bilmiyorsun olsa olsa..
2 ay rahat var.
hiç bir şey
çok güzel olduğun gerçeğini değiştirmiyor.
çok uzattım.
gidiyorum.
seni seviyorum.

Monday, February 04, 2013

söyle uzak sevgilim kaç kardeşin ederim senin?

acısı, uykusu, ilacıydı derken bitiveriyor bak günlerim..
bazı günler eğlenceliyim kabul,
bazı günlerde güneşle selamlaşacak kadar mutluyum aramızda kalsın..
gerçi değişikti hep benim ruh hallerim..
beynim birbiriyle kavgalı iki birey yarım yarım..
çözülmez denklemlerimle ilgili haşır neşirken bir yarısı,
diğer kısma başına buyruk hocası gelmedi diye kırıyorum her dersini günaşırı..
kalbim söz konusuysa
yersiz özlüyorum günün bir anı kah neyi özlediğimin bilincinde olmadan,
kah bir düşünceyi hangi zamanda sıkıştığını hatırlayamadan.
asık yüzüme aşikar biri
'telefonda bir şeyler okurken neden gülüyorsun?' dedi  mesela bugün,
'herkese değil' dedim.
aman, aman ne cevaptı..
ben böyle böyle sonuma yaklaşıyorum gibi
son dediysem bekleyişimin sonuna
trafik lambalarında değişen ışıklar gibi bir değişim bekliyorum
bakındığım her yerde.
bu akşam üst geçitten geçerken yer daha çok kaymaya başladı 
her an ters yüz olacakmış gibi her şey
üstümde arabalarla
hepimiz gökyüzüne savrulacağız  gibi oldum.
açlığın kafası bambaşka
ama gelmiyor içimden bir şey yemek.
yer çekiminin bir cinnetine bakar
yeryüzündeki tüm dengelerin şaşması.
bilerek cennet yerine cinnet yazıyorum bak,
beni öldüreni öldürmeye çalışıyorum bu halimle düşün.
uzun lafın kısası verimsiz zamanlardan geçiyorum.
anlayışını bekliyorum,
bunu okuduysan
ikimizde gidiciyiz demektir çünkü.
zaten ben kırdım,
sen de kırıl bir zahmet der gibi biten gecem.
göz yaşı şişemi bulsam ağlayacağım.
sanki bulsam bana bir neden lazım olacak , boşver bu daha mantıksız şimdi.
uyumak mantıklı, ama uykum yok.
akıl bana, fikir bana.
her şeyin farkındalığından iyi geceler kendime ve uzağımda kalanlara girizgahıyla.
unutmayın ben tam bir şarlatanım fotofinişi..
ve sizi iyileştiremeyeceğim itirafı.
bakmayın yüzünüze karşı küçümsediğime,
saçmalık olan aslında orada o an bulunmam mı diyecektim.
ama işte akıllı sözler aktarma yapar hep,
söz konusu benim ağzımdan çıkmaksa eğer
bir el et allah aşkına gelen taksiye.
neverland'e çek abi, peter'ın hesaba yazarsın.

bu kadar yazıp kendime dahi bir şeyler anlatamamak iyi olmadı ya
gideyim uyayım,
uyuyayım gideyim.

+ acı uykusuydu ilacın değil mi?
- değil.

tamamen alakasız bir bağlamayla
bütün bunlar daha önceden yaşandı ve tekrar yaşanacak.
gibisi yok bu sefer, fazlalıktan değil, hiç olmadı.
..
ne yapıp etmeli, bu kibirle ölmemeli.

Friday, February 01, 2013

iki kelime.






























beni
unutma.








































Saturday, January 26, 2013

yeni metin belgesi.


sonsuzluğu kusursuzlukta arama.
mutluluk, keşme bi' an.
terbiyedeyim, el yordamıyla bulamam.
gizde değil, serindeyim.
durabilir.
vurabilirsin.
hissettiğin gölgedeyim.

yokum,
yoksun,
değil farklı yerlerde varız sadece.
hiç bir zaman rastlaşamayacağız düşüncesi olmayan beynimi kemirip bitirdi..
tesadüflerde hanemizden silindi yaratıcı tarafından..
'bu kötü bir şey olmamalı'ya inanıyorum ben artık bu saatten sonra.
beni bekleyeni bekliyorum diyorum soranlara.
bu
bir insan,
bir esaret
ya da bir hastalık olabilir diye ahkam kesiyorum.
her şey mümkün.
sen, siz..
mutlu olun istiyorum.
ben küçük hayallere indirgeyip hayatı,
sonsuz ihtimallerle çarpıyorum
ve karşılığında içinde
tek bir yalnız ben'in olduğu koca bir evren düşüyor payıma..
bana ait bir güneş, ay, uydular, cehennem ve hatta bir cennet..
rehberim sensin,
tek bir ayetten ibaret de olsa indirdiğin kitap..
..
neler saçmalıyorum yine,
yüzüm olsa yazmazdım ya..
adamlık değil bu.

Thursday, January 24, 2013

adamlar tek cümleyle neler yapıyor Yılmaz, sen hala..

çeşmim, 
çarem, 
çarmıhım, 
sihrim, 
sahim, 
sarhoşluğum.

Friday, January 18, 2013

içeri girebilir miyim?

zor değil mi bu saatten sonra, hele ki doğru kişiyle yakından uzaktan alakam dahi yoksa..

Wednesday, January 16, 2013

kabullenmek, en son soru işareti kaldırmazdır yüreği.

ölü
bir yıldız 'o' kadının dileğine takıldı.. o, yıldız olmak için defalarca ölebilirdi, bense o'nun tuttuğu
..dilek için
bir de
ayağı değil, boynu ilmiğe takılırdı insanın memleketinde, anadilinde sevecek kadar bilmiyorsa eğer 
okuyup yazmasını. ne acı değil mi

Sunday, January 13, 2013

bitir yasin.


kendime o kadar kızgınım ki, hazırsanız başlayayım.
zamanın bir yerinde tüm yazgını değiştirecek bir hata yapıyorsun
ve normal seyrinde olmayacak şeylerle yüzleşiyorsun 'ey insan'.
bahçeni artıklar dolduruyor, kokusu gitmiş renkleri solmuş çiçekleri topluyorsun eve götürmeye.. bir zamanlar hayatın ta kendisiyken şimdi... kısa anlara sıkıştırıyorsun kendini. beklemek daha sancısız çünkü sadece yalan söyleyerek nefes alabilenlerin arasında geçerken günlerin. bu geceyi sayarsak 1083 gece ve sıradaki 39. dolunay yaklaşan yanlış hesaplamadıysam kayıtsız ama bir o kadar güzel geçen günün diyeti. niye şimdi bu işgüzarlık, okunmayacak olduğunu bildiğimden belki. neyse kopuyoruz gibi odağı kaybetmemeli. üzerine düşünürken, onu izlerken aldığımdan çok daha fazla zevk aldığım bir dünyadan bakımsız kiralık duvarlara ve üstünkörü makyajlara.. karşı durup, salonun ortasında birden hareketsizce dikilip olmak istediğim yerdeyim oyunu tek kişilik, iki kişiye oynayan, tek perdelik oyunlar. hikayenin "şimdi"si ise uzak gelecekteydi ya hep, sadece hatırlamamız gerekecekti eskiden nasıl hayal ettiğimi. nasılsa unuttum ve artık beklemek de sancılı. bunu okuyabileceğin her yere yazıyorum. bir tepki almak için değil, sadece bilmenin bana iyi geleceğinden. '-de' için görsen bana kızardın kesin. konuştukça yavanlaşıyor sözlerim, geç olduğu için -çalakalemleşiyor- cümlelerim. sakladığım şeyler var hala. umarım kızmıyorsun senden aşırdıklarım için bana. içini boşaltmak gibi bir niyetim yok ki hala çoğunu tam anladığımdan emin değilim.

Thursday, January 10, 2013

sabaha kadar kusmak.

vicdanım rahat değil be blog,
özsaygımı yitirdim, farkındaydım ya..
öyle şartlandırmıştım ki kendimi
yaptıklarımın yanlış olduğuna,
hırsımın esiri olduğuma inanmak ne kolaydı oysa,
masrafsızdı hem de..
iyi kötü görebildiğim rüyalarım vardı
kafamı yastığıma koyduğumda..
şimdi, şimdi sadece bir konuşma aklımda kalan..
..
sizi ancak kendi ahlaki değerlerinizi
bana dayatmadığınız sürece sevebilirim demişti kadının teki.
..
beyaz teninden çok bu lafına vurulmuştum ben.
şimdi
araya bir vicdan girdi.
sizden nefret etmekde kolaydır şimdi,
siz umrumda değilsiniz tek senleydi ya benim kavgam.
o da varolmaya.
anlamı yok artık boşver.
ha unutmadan vicdanımı sikeyim.


doğrusu 'had safhada' olacaktı erkeğin orospusu..

Sunday, January 06, 2013

all is violent, all is bright.

o merdivenleri çıkıp, 
o günü tekrar yaşama şansım olsa,
varsın bir kaç kb'lık veriye dönüşeyim
bir disketin içinde..
aynı aralık sürekli oynasın yeter ki..
her seferinde ağlayayım dönüş yolunda
ona da kabul.
tutmaya yemin ediyorum bu sefer.



{59522}{59575}There's one thing|that bothers me.
{59599}{59703}Why did you tell Brian|that I was your fuck buddy?.
{59727}{59808}I didn't tell him that.|I didn't say that.
{59828}{59941}- When did you stop caring, David?.|- Caring about what?.
{59939}{60023}About the consequences of|the promises that you've made.
{60022}{60094}- Promises?.|- Yeah, the promises.
{60135}{60174}I thought--
{60207}{60268}Get the fuck--|What are you talking about?.
{60268}{60344}Do you understand how hard it is|to pretend to be your buddy?.
{60373}{60413}David, I love you.
{60451}{60496}I fucking love you!
{60512}{60560}I fucking love you!
{60560}{60584}Fuck!
{60586}{60637}Whoa, whoa, whoa!
{60653}{60711}Don't do this.|Don't do this.
{60712}{60768}You fucked me four times|the other night.
{60768}{60832}You've been inside me.
{60832}{60904}I swallowed your cum.|That means something.
{60975}{61000}Slow down.
{61001}{61094}Four times-- it means something.
{61093}{61140}- Four times.|- Stop the car.
{61141}{61220}Twenty-four hours a day, I live|with this aching possibility...
{61219}{61281}that you might call me|to do something.
{61281}{61345}Let's go to your house.|I wanna see where you live.
{61360}{61445}Just slow down.|I want you to stop the car!
{61445}{61496}Don't you know when you sleep|with someone...
{61496}{61581}your body makes a promise|whether you do or not?.
{61643}{61723}Tell me something, David.|Do you believe in God?.
{61834}{61890}What are you doing?.
{61910}{61969}Okay, I love you.|I love you.
{62170}{62200}Don't do it!


Friday, January 04, 2013

hasar tespit tutanağı.

teke tek uyuyalım, sonra beraber dövüşelim ve birbirimizden sonsuza kadar uzak duralım mı.. 'evet' dediğini duyar gibiyim.

90'larda çocuk olan biri olarak konuşmam gerekirse.

another habit says he's in love with you
another habit says he's long over due
another habit like an unwanted friend
i'm so happy with my righteous self
it's not your way... not your way
it's not your way
never thought you'd habit 
i never thought you'd, never thought you'd
never thought you'd habit 
i never thought you'd, never never thought you'd
never thought you'd habit 

Wednesday, January 02, 2013

duygulu müzik yapıyoruz.

insan ağlamamak için kendini
çok fazla tutuyorsa..
'önceleri korku filmlerinde kahkaha atarken'
belki izlediği bir film repliğidir..
tuhaf sesler duyup, yorganı çekerken
belki özlediği şey sadece annesidir..
elinin titremesi soğuktan değildir,
sadece yalnız uyuyor olmasındandır.
olamaz mı?
olamaz mı?

Tuesday, January 01, 2013

2013

Free Hit Counter