Sunday, January 13, 2013

bitir yasin.


kendime o kadar kızgınım ki, hazırsanız başlayayım.
zamanın bir yerinde tüm yazgını değiştirecek bir hata yapıyorsun
ve normal seyrinde olmayacak şeylerle yüzleşiyorsun 'ey insan'.
bahçeni artıklar dolduruyor, kokusu gitmiş renkleri solmuş çiçekleri topluyorsun eve götürmeye.. bir zamanlar hayatın ta kendisiyken şimdi... kısa anlara sıkıştırıyorsun kendini. beklemek daha sancısız çünkü sadece yalan söyleyerek nefes alabilenlerin arasında geçerken günlerin. bu geceyi sayarsak 1083 gece ve sıradaki 39. dolunay yaklaşan yanlış hesaplamadıysam kayıtsız ama bir o kadar güzel geçen günün diyeti. niye şimdi bu işgüzarlık, okunmayacak olduğunu bildiğimden belki. neyse kopuyoruz gibi odağı kaybetmemeli. üzerine düşünürken, onu izlerken aldığımdan çok daha fazla zevk aldığım bir dünyadan bakımsız kiralık duvarlara ve üstünkörü makyajlara.. karşı durup, salonun ortasında birden hareketsizce dikilip olmak istediğim yerdeyim oyunu tek kişilik, iki kişiye oynayan, tek perdelik oyunlar. hikayenin "şimdi"si ise uzak gelecekteydi ya hep, sadece hatırlamamız gerekecekti eskiden nasıl hayal ettiğimi. nasılsa unuttum ve artık beklemek de sancılı. bunu okuyabileceğin her yere yazıyorum. bir tepki almak için değil, sadece bilmenin bana iyi geleceğinden. '-de' için görsen bana kızardın kesin. konuştukça yavanlaşıyor sözlerim, geç olduğu için -çalakalemleşiyor- cümlelerim. sakladığım şeyler var hala. umarım kızmıyorsun senden aşırdıklarım için bana. içini boşaltmak gibi bir niyetim yok ki hala çoğunu tam anladığımdan emin değilim.

No comments:

Free Hit Counter