Saturday, January 26, 2013

yeni metin belgesi.


sonsuzluğu kusursuzlukta arama.
mutluluk, keşme bi' an.
terbiyedeyim, el yordamıyla bulamam.
gizde değil, serindeyim.
durabilir.
vurabilirsin.
hissettiğin gölgedeyim.

yokum,
yoksun,
değil farklı yerlerde varız sadece.
hiç bir zaman rastlaşamayacağız düşüncesi olmayan beynimi kemirip bitirdi..
tesadüflerde hanemizden silindi yaratıcı tarafından..
'bu kötü bir şey olmamalı'ya inanıyorum ben artık bu saatten sonra.
beni bekleyeni bekliyorum diyorum soranlara.
bu
bir insan,
bir esaret
ya da bir hastalık olabilir diye ahkam kesiyorum.
her şey mümkün.
sen, siz..
mutlu olun istiyorum.
ben küçük hayallere indirgeyip hayatı,
sonsuz ihtimallerle çarpıyorum
ve karşılığında içinde
tek bir yalnız ben'in olduğu koca bir evren düşüyor payıma..
bana ait bir güneş, ay, uydular, cehennem ve hatta bir cennet..
rehberim sensin,
tek bir ayetten ibaret de olsa indirdiğin kitap..
..
neler saçmalıyorum yine,
yüzüm olsa yazmazdım ya..
adamlık değil bu.

Thursday, January 24, 2013

adamlar tek cümleyle neler yapıyor Yılmaz, sen hala..

çeşmim, 
çarem, 
çarmıhım, 
sihrim, 
sahim, 
sarhoşluğum.

Friday, January 18, 2013

içeri girebilir miyim?

zor değil mi bu saatten sonra, hele ki doğru kişiyle yakından uzaktan alakam dahi yoksa..

Wednesday, January 16, 2013

kabullenmek, en son soru işareti kaldırmazdır yüreği.

ölü
bir yıldız 'o' kadının dileğine takıldı.. o, yıldız olmak için defalarca ölebilirdi, bense o'nun tuttuğu
..dilek için
bir de
ayağı değil, boynu ilmiğe takılırdı insanın memleketinde, anadilinde sevecek kadar bilmiyorsa eğer 
okuyup yazmasını. ne acı değil mi

Sunday, January 13, 2013

bitir yasin.


kendime o kadar kızgınım ki, hazırsanız başlayayım.
zamanın bir yerinde tüm yazgını değiştirecek bir hata yapıyorsun
ve normal seyrinde olmayacak şeylerle yüzleşiyorsun 'ey insan'.
bahçeni artıklar dolduruyor, kokusu gitmiş renkleri solmuş çiçekleri topluyorsun eve götürmeye.. bir zamanlar hayatın ta kendisiyken şimdi... kısa anlara sıkıştırıyorsun kendini. beklemek daha sancısız çünkü sadece yalan söyleyerek nefes alabilenlerin arasında geçerken günlerin. bu geceyi sayarsak 1083 gece ve sıradaki 39. dolunay yaklaşan yanlış hesaplamadıysam kayıtsız ama bir o kadar güzel geçen günün diyeti. niye şimdi bu işgüzarlık, okunmayacak olduğunu bildiğimden belki. neyse kopuyoruz gibi odağı kaybetmemeli. üzerine düşünürken, onu izlerken aldığımdan çok daha fazla zevk aldığım bir dünyadan bakımsız kiralık duvarlara ve üstünkörü makyajlara.. karşı durup, salonun ortasında birden hareketsizce dikilip olmak istediğim yerdeyim oyunu tek kişilik, iki kişiye oynayan, tek perdelik oyunlar. hikayenin "şimdi"si ise uzak gelecekteydi ya hep, sadece hatırlamamız gerekecekti eskiden nasıl hayal ettiğimi. nasılsa unuttum ve artık beklemek de sancılı. bunu okuyabileceğin her yere yazıyorum. bir tepki almak için değil, sadece bilmenin bana iyi geleceğinden. '-de' için görsen bana kızardın kesin. konuştukça yavanlaşıyor sözlerim, geç olduğu için -çalakalemleşiyor- cümlelerim. sakladığım şeyler var hala. umarım kızmıyorsun senden aşırdıklarım için bana. içini boşaltmak gibi bir niyetim yok ki hala çoğunu tam anladığımdan emin değilim.

Thursday, January 10, 2013

sabaha kadar kusmak.

vicdanım rahat değil be blog,
özsaygımı yitirdim, farkındaydım ya..
öyle şartlandırmıştım ki kendimi
yaptıklarımın yanlış olduğuna,
hırsımın esiri olduğuma inanmak ne kolaydı oysa,
masrafsızdı hem de..
iyi kötü görebildiğim rüyalarım vardı
kafamı yastığıma koyduğumda..
şimdi, şimdi sadece bir konuşma aklımda kalan..
..
sizi ancak kendi ahlaki değerlerinizi
bana dayatmadığınız sürece sevebilirim demişti kadının teki.
..
beyaz teninden çok bu lafına vurulmuştum ben.
şimdi
araya bir vicdan girdi.
sizden nefret etmekde kolaydır şimdi,
siz umrumda değilsiniz tek senleydi ya benim kavgam.
o da varolmaya.
anlamı yok artık boşver.
ha unutmadan vicdanımı sikeyim.


doğrusu 'had safhada' olacaktı erkeğin orospusu..

Sunday, January 06, 2013

all is violent, all is bright.

o merdivenleri çıkıp, 
o günü tekrar yaşama şansım olsa,
varsın bir kaç kb'lık veriye dönüşeyim
bir disketin içinde..
aynı aralık sürekli oynasın yeter ki..
her seferinde ağlayayım dönüş yolunda
ona da kabul.
tutmaya yemin ediyorum bu sefer.



{59522}{59575}There's one thing|that bothers me.
{59599}{59703}Why did you tell Brian|that I was your fuck buddy?.
{59727}{59808}I didn't tell him that.|I didn't say that.
{59828}{59941}- When did you stop caring, David?.|- Caring about what?.
{59939}{60023}About the consequences of|the promises that you've made.
{60022}{60094}- Promises?.|- Yeah, the promises.
{60135}{60174}I thought--
{60207}{60268}Get the fuck--|What are you talking about?.
{60268}{60344}Do you understand how hard it is|to pretend to be your buddy?.
{60373}{60413}David, I love you.
{60451}{60496}I fucking love you!
{60512}{60560}I fucking love you!
{60560}{60584}Fuck!
{60586}{60637}Whoa, whoa, whoa!
{60653}{60711}Don't do this.|Don't do this.
{60712}{60768}You fucked me four times|the other night.
{60768}{60832}You've been inside me.
{60832}{60904}I swallowed your cum.|That means something.
{60975}{61000}Slow down.
{61001}{61094}Four times-- it means something.
{61093}{61140}- Four times.|- Stop the car.
{61141}{61220}Twenty-four hours a day, I live|with this aching possibility...
{61219}{61281}that you might call me|to do something.
{61281}{61345}Let's go to your house.|I wanna see where you live.
{61360}{61445}Just slow down.|I want you to stop the car!
{61445}{61496}Don't you know when you sleep|with someone...
{61496}{61581}your body makes a promise|whether you do or not?.
{61643}{61723}Tell me something, David.|Do you believe in God?.
{61834}{61890}What are you doing?.
{61910}{61969}Okay, I love you.|I love you.
{62170}{62200}Don't do it!


Friday, January 04, 2013

hasar tespit tutanağı.

teke tek uyuyalım, sonra beraber dövüşelim ve birbirimizden sonsuza kadar uzak duralım mı.. 'evet' dediğini duyar gibiyim.

90'larda çocuk olan biri olarak konuşmam gerekirse.

another habit says he's in love with you
another habit says he's long over due
another habit like an unwanted friend
i'm so happy with my righteous self
it's not your way... not your way
it's not your way
never thought you'd habit 
i never thought you'd, never thought you'd
never thought you'd habit 
i never thought you'd, never never thought you'd
never thought you'd habit 

Wednesday, January 02, 2013

duygulu müzik yapıyoruz.

insan ağlamamak için kendini
çok fazla tutuyorsa..
'önceleri korku filmlerinde kahkaha atarken'
belki izlediği bir film repliğidir..
tuhaf sesler duyup, yorganı çekerken
belki özlediği şey sadece annesidir..
elinin titremesi soğuktan değildir,
sadece yalnız uyuyor olmasındandır.
olamaz mı?
olamaz mı?

Tuesday, January 01, 2013

2013

Free Hit Counter