Saturday, December 18, 2010

thiospa..

taksiden indiğimde artık evde olmak için acele edilmeyecek kadar geç kalmıştım. evdekiler çoktan yatmış olmalıydı, arayıp ortalığı ayağa kaldırmanın lüzumsuzluğu bir yana, gerçekten mutluydum gecenin  bir körü göztepe sapağında.. daha önce hiç mutlu olmamışcasına, gece ve içindekiler hep bu kadar güzel miydi ya da hiç bu kadar açmamış mıydım gözlerimi öncesinde, yürüyebilir miydim buradan geriye kalanını.. böylece bitmezdi  de belki bu gece, hep devam ederdi gündüzün ilk ışıklarına kadar eve girmeden. yarın olmazdı, bugün şimdi ve bu kadar güzelken.
üşüyorum ama sımsıcak göğsümün üzeri..
güneş görünürde yok ama gün ağarırken karanlık aceleyle dağılmaya niyetleniyor gecenin ardından..
bir fırının ışıkları, belli ki gün başlayalı en azından bir posta çıkmış gevrek simitler..
kokusu burnuma geliyor ve günün ilk müşterisi ben'in avuçlarında sıcacık şimdi..
öyle gerçek ki ağzımdaki tat..
seni mutlu etmek ne kadar kolay çocuk der gibi.. bir söz dilimin ucunda, kafamın içinde o an uydurduğum bir melodiye eşlik ederken..
saatlerdir yemek yemediğim aklıma geliyor..
 eve giriyorum mümkün olduğunca sessiz,
ne bacaklarımı ne de başka bir yerimi hissediyorum..
yorgunluktan değil başka bir şey bu..
üzerimdekileri sıyırıp öylece kıvrılıyorum örtünün altına..
öyle sıcak bir ben ve karşılayan öyle bir soğuk yatak ki..
asla yalnız uyumamalı insan diye geçiyor aklımdan..
yastığın üzerine yasladığım gülümsemem..
yukarıda, yanımda, içimde ya da hernerdeyse birilerine minnetimi belirtiyorum istemsiz..
dudaklarım kıpırdıyor sadece..
gözlerimi kapatıyorum.
mutluyum.
gerçekten.
bir daha hiç bu kadar olamayacağımı hissettirecek kadar.
insan sadece yanındayken bu kadar farkında olabilir mi içine gireceği bir girdabın..
değiyor be çocuk.
günün sonunda her şeye değiyor der gibi
yenik düşüyor bedenim uykuya.
bugün bitiyor.
farkındayım.
hala.



1 comment:

derya said...

hep mutlu ol...

Free Hit Counter