Friday, April 02, 2010

[son defa] edit.

14 yaşın heyecanı vardı dün
rüya'm gerçek oldu
hatta konuştum her biriyle dokundum gerçekliklerine
an'ı hissettim..
tek başımaydım, olması gerektiği gibi, 14 yaşımdaki gibi.
sadece müzik değil bu,
14 yaşında henüz varlığından habersiz olduğun
'tutkularınla' tanışmak..
ve olması gerektiği gibi de oldu..bilemiyorum
14 sene önce şu an olduğum kişi olmayı ister miydim bilemiyorum..
renkler değişti, evet hem de defalarca
ama tutku hep aynı kaldı içimde..
son defa?
kim bilebilir ki.

yabancım..
çerezi paylaşalım dedim bu bana fazla gelir mundar edeceğim yoksa
midye söyledim eksik olma dedi
o daha iyiymiş dedim
geldi yanıma yer açtım  tanımadığıma
benzettim ama sanki birine
ismimi söylemedim o da sormadı zaten 
şerefe dedik extra'mla premium tokuştu..
ses yok ama var bir şeyler belli bir iki havadan sudan cümleden sonra
kim ilk açtı bilmiyorum muhabbeti ama
muhtemelen 'içiyorsun, derdin benden büyüktür' benzeri bir şey dedim
tek bir nefeste.. yaşımı sordu
yaşıtımdı..
'insan derdi en iyi  yabancıya anlatır' dedi sonra
'niye senin derdin benimkinden küçük olsun ki istersen dinlerim' dedi..
'o kadar zaman oldu ki boşver' dedim sonunda - anlatacak bir şeyim yok..
baktı benden ses yok
üstelemedi ama kafasını geri çevirdi benden yana
anlattı
kızımı düşünüyorum dedi..
ismini sordum miray dedi
hem güneş, hem ay gibi, parlak.. çok güzel dedim, allah bağışlasın
kaç yaşında dedim

20 günlük dedi
ama erken doğdu kuvözde şuan..
yüzüm yanmaya başladı çünkü
hani derler ya herkesin derdi kendine büyük
ben kendi kendime sallanırken kabuğumda,
sesini duydum içimdeki çıtırtının
..
..
solunum cihazına bağlı
belki yaşamayacak olan parçasına ağlayamıyordu bile
-gerçek erkekler ağlamıyordu, evet..
mucizesini kaybedecekti bir kabullenme vardı hatta
sabrediyordu, ağlamıyordu..
senin yerinde olmak isterdim dedi anlatmazken kendimi..
ben anlatamadım yine neyi anlatabilirim ki
hangi yüzle?
kavrukluğun kokusunu aldım mı yanımda
doğrucana susuyorum bir süredir bugünlerde..
ağzımdan çıkamadı yine bir tam cümle..
artık biliyorum, kesinlikle yanacağım ama benim yanacağım yer bu dünyada değil..
sabretmek de beceremediğim tek şey galiba 
birden döküldüm
'sen ağlamıyorsun bari ben ağlayayım' dedim o zaman..
gülümsedi bana..
burnum sızladı.. çok geçmeden.. geldiler bir bir
nisanın ilk gecesinde yanaklarımdan aşağı atladılar
ve oradan  denize ayaklarımın ucundan..
usul usul..
kızdım bir yerlerde bir şeylere
en çok kendime kızdım..
küfrettim kendime..
rahatla dedi değmez hiç bir şey için
her şey bir sınav
doğru bir insanım demek ki sınanıyorum bu hayatta
isyan etmek en kolayı ama söylesene eline geçen ne sonunda..
oturduğum yakaya baktım yağmur yağıyordu sanırım
bir kaç şimşek saydım..
bunu bana söyleyen kaçıncı kişiydi..
evi uzaktaydı oturacaktı biraz daha telefonu çaldı ifadesi biraz belirsizleşti
ben kaçıyorum dedim ben de yolcuyum dedi kalktık beraber
kendine iyi bak her neyse dert etme dedi
geçmişe değil geleceğe dön yüzünü
değiştiremezsin artık ne yaşadıysan
değmez hiç bir şeye
gülümsedi gitti..
o geçite saptı ben yokuşu tırmanmaya..


kulağımda müzikle
yukarı yürürken sallanıyordum saymayı bırakıcak kadar içmiş bulunmuştum 
farkında olmadan..
ama algım olabildiğine açık..
alkolün boşluğuna ihtiyaç duymamam bundan sanırım..
hissetmek için yardımcı gereçler gerekmiyor çoğu zaman..
kabul piskopatlık da var serde az biraz..
ama ağırlaşmak istedim kendimi sakinleştiremiyorum çünkü
çok güçlü hissediyorum bu farkındalıkla
bir bok değilim ki oysa ben..
nokta olmanın dayanılmaz çekiciliğini düşündüm bu 2 yakalı koca şehirde..
cidden büyük geldi..
ben değilim.
bir şeyler daha olmuştur mutlaka o saatlerde bir yerlerde hissettim..
müzik, 14 yaş diyordum hani.. hepsi aklımda hani diyorum ki üstüne
dünyanın en şanslı insanıyım herhalde bu aptallığımla..
ve aynı ben en mutlusuyum bunca mutsuzluğuma rağmen..
mutluyum kendimi kandırmıyorum..
ve mutsuzum aynı zamanda nasıl bilmiyorum tiksinmiyorum kendimden..
gülümsemeliyim dedim kendime..
gülümserken dudağımın yarık olan yanı seğirdi caddeye vardığımda..

asıl mutluluk resim, onu elde tutmak değil.. kendime sahibim.
çünkü kendimi de kandırdım en başından.
bak şimdi. buraya bi gülümseme gelecek.
mundar ettim yazıyı. ama evet güzeldi 01-02 nisan aralığı
özetlen..
soundcheckte ki muhabbet, muhteşem almancam, rıhtımdaki ağlak ben
ardından gelmiş geçmiş en zevk aldığım konser..
herşey ama herşey
-olması gerektiği gibi-
mükemmeldi.
bir yanlışlık olmalı mutlaka ya da cidden bir şeyleri değiştirdim kendimde..
bu sefer doğru yaptım..
döndük tek parça gecenin kör vakti yakamıza ağırlaşmış kafamla..
nasıldı dedi kardeşim
iyidi yahu işte dedim.. gelseydin sende..
ama yalnızdım..
iyiki de yalnızım..
iyiki de böyleyim..
mutlu ya da mutsuzluktan değilim hissetmeyi seviyorum..
her gün bir sınav benim için..
erken doğmadım belki ama yaşamam mucize gibi geliyor şimdi düşündüğümde..
1 bana 1001 de bana..

No comments:

Free Hit Counter